Kültürün, doğanın, yöresel yemeklerin en kıymetli motiflerini içinde barındıran Düzce her türlü etnik kimliğe ev sahipliği yapmıştır. Son 150 yıldır Düzce, yöreye göç edip buraya yerleşen Çerkez, Ahbaz, Muhacir, Arnavut, Tatar, Boşnak, Roman, Gürcü, Kürt ve Karadeniz göçlerine ev sahipliği yapıyor. Bu kadar farklı kültürlerin bir arada olduğu şehrimiz gelenek, görenek, dil, töre, mutfak, giyim ve müziği ile çok nadir karşılaşabileceğimiz bir kültür zenginliğine sahiptir. Düzce yöresel yemeklerin çokluğuyla herkes tarafından bilinmektedir. Batı Karadeniz ikliminin etkisiyle bol yağış alan şehrimizde yetişen tarımsal ürünlerden oluşturulan lezzetler özellikle Karadeniz mutfağında etkin olarak yer almaktadır.
Karadenizliler, 1877’de başlayan göçle birlikte Akçakoca’ya yerleşmiş ve göçle birlikte o tarihlere kadar sadece tahıl üretimi yapılan bölgede mısır ve fındık da üretilmeye başlanmıştır.Düzce’nin bugünkü etnik yapısı Kafkasya, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Rumeli`den gelen göçmenlere dayanmaktadır. Karadeniz göçleri Düzce`nin nüfusunun artmasında, şehrin büyümesinde ve gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Coğrafik konumu ile geçmişte medeniyetlere ev sahipliği yaparken bugün 20 den fazla dilin konuşulduğu, farklı kültürel gurupların bir arada yaşadığı bir kent kimliği ile gelişimini sürdürmüştür. Düzce Karadeniz göçleri ( Ordu, Giresun , Trabzon, Rize ve Gümüşhane ) gelirken gelenek göreneklerini de beraberinde getirmiş, kültür mutfaklarının etkileşimine müsaade etmemiştir. Karadeniz’in doğası, müziği ve insanları gibi yemekleri de kendine özeldir. Karadeniz’in coğrafi yapısı ve iklim şartları eşleşen Düzce’miz bölgeye has yiyeceklerin karakterini taşımaya ve yaşatmaya müsaade etmiştir. İklim denkliği ile; mısır, fasulye, karalahana ve yöresel otlarla şehir mutfağına imzasını atan lezzetler arasında yerini almayı başarmıştır.
Karadeniz Mutfağı bölgeden gelen göçlerin şehrinden şehrine hafif farklılıklar göstermiş olsa da genel mutfak kültürünü ciddi anlamda etkilememiştir.Turşu Kavurması, Mıhlama (Kuymak), Laz Böreği, Otlu Kaygana, Karalahana Sarması, Karalahana Çorbası, Hoşkıran Kavurması, Hamsili Pilav, Mısır Ekmeği , Mısır çorbası, Kuru Böce, ( Fırında Kurutulmuş Fasulye ) Kaldirik, ( Orman Börülcesi ), Isırgan, Kiraz Tuzlaması, Kabak ve çeşitleri, melocan , sakırca pezük gibi yöresel otlar Düzce Karadeniz mutfağının baş kahramanlarıdır.
Büyük tencerelerde uzun süre yetebilecek yemekler geçmişten gelen zaman kavramına hükmetme yapısının dışa vurumudur. Bağda bahçede, hayvanlarının peşinde uzun zaman harcayan Karadeniz kadınları mutfakta uzun zaman harcamayı bilinçli olarak tercih etmemişlerdir. Karadeniz mutfağının günlük hayat içerisinde en çok tüketilen sebzelerden birisi karalahanadır. Birçok farklı şekilde hazırlanmaktadır. . En çok tüketilen Kara lahana çorbasıdır. Bu çorbanın ana maddesi olan karalahanaya ek olarak mısır yarması, kuru fasulye, tereyağı, zeytinyağı, acı biber ve mısır unu eklenmektedir. Pişene kadar iyice karıştırılıp topaklanmasının önüne geçilmelidir. ( İsteğe göre Soğan) Toz biber ayrı bir tavada kızartılıp çorba piştikten sonra üzerinde dökülmektedir.
Bölge mutfağını diğerlerinden farklı kılan başka bir özellik ise sebze turşularından yapılan yemeklerdir.
Özellikle fasulye turşusunun tuzu alındıktan sonra kavurması ve diplesi çok yoğun olarak pişirilir. Burada turşu bir anlamda sebzeyi ve meyveyi muhafaza etmek için de kullanılır. Hayal güçlerinin sınırsızlığını mutfaklarında da gösteren Karadeniz halkı kiraz’ı tuzlama töngeli sirkeli olarak saklayarak ana yemek mönülerine eklemeyi başarmıştır.
Asırlar boyu yeniliklere açık kalmış, bölgeye getirilen her yeni ürünü kısa zamanda geleneksel hayata uydurmuştur. Özellikle mısır Karadeniz kültür aşları ile özdeşleşmiş, mutfakta neredeyse baş köşeye oturmuştur. Mısırı bahçelerinde yetiştirerek taze, kurutulmuş, haşlanmış veya öğütülmüş olarak değerlendirir ve neredeyse her yemekte kullanan Karadenizliler tereyağ, peynir çeşitlerini, özellikle mıhlama ve kuymak denilen peynir eritmesi, yöre halkının yaratıcılığını sergilemektedir.