Deniz ürünleri her zaman deniz kenarında yosun kokusuyla (iyot) çok lezzetli algılanır. Düzce’nin yemekleri de dağların, ormanların ve yüksek bir bölgede mis gibi çam kokularının arasında doğal rayiha ile nirvanaya ulaştırdı hepimizi…19’uncu yüzyılda Kafkasya, Balkanlar ve Kırım’dan gelen göçmenler de az nüfuslu, verimli arazilere sahip olan Düzce’ye yerleşince, Türk yemek kültürünün çeşitliliği ortaya çıkmış, mutfağımızın sır perdesi aralanmıştır.
Asma yaprağında köfte
Eylül ayı, bağ bozumuna denk gelir. Asmalardan kopan yapraklar sardalyeye sarılır ve çok yağlı sardalye balığının (ateş balığı) mangalı söndürmesi engellenir. Ama köfteyi asma yaprağına sarılı olarak ilk kez Düzce’de gördüm. Muhteşem lezzet, inovatif buluş!Gönül Özçelik’in pişirdiği Çerkezlerin ünlü mamursası, muhacirlerin katlama ve su böreği, Karadenizlilerin Laz böreği, yerlilerin gözleme ve kaymaklı ekmek kadayıfı, Mine Ercan’ın otlu pilavı, Boşnak mantısı, Reyhan Yılmaz’ın keşli cevizli eriştesi, ev baklavası, Türkan Özdemir’in etli soğan dolması, Ayla Yıldız’ın pazı yoğurtlaması, Zuhal Aksöz’ün çükündür yoğurtlaması ve İlknur Korucu’nun etli dolması birbirinden lezzetli ürünlerdi… Anadolu’nun hiçbir bölgesinde güzel lokantalarda bu denli lezzetli yemekler yok. Nedeni, tüm lezzetli yemeklerin evlerde pişmesi… Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, belediyeyi hizmet konusunda şahlandırmaya başlamış.Gastronomi turizmi son yılların yepyeni konsepti… Düzce hem Ankara’ya hem İstanbul’a çok yakın. Ciğerlerine bol oksijen çekmek isteyenler, Düzce’yi ziyaret ettiklerinde dillerini de gülümsetirler. Anadolu gerçekten lezzet dolu…